Son günlerde basın, köşe yazarlarından ve TV yorumcularından sık duyduğumuz bir şey var: Amerika Irak’ta bataklığa saplandı… Amerika, Irak’tan kaçış yolu arıyor gibi…
Şimdilerde söylenense, Amerika’nın Irak’ta ki asker kaybı, psikolojik sınırı olan üç bin rakamını geçti.
Acaba Amerika gerçekten Irak’ta bataklığa mı saplandı? Yoksa, daha önceden planladıkları gibi adım adım hedeflerine doğru gitmekte midirler?… Çoğu zencilerden oluşan, ruh hastası ve para ile askerlik yapan üç bin kişinin ölmesi, Amerika’yı ve Amerika kamuoyunu ne kadar etkiler?
Amerika’nın Ortadoğu’daki ve Irak’taki çıkarları öylesine büyük ki, üç bin değil, üç milyon vatandaşını bile ölüme gönderebilir. Bölge ülkelerinin kan gölüne dönmesi de umurlarında olmaz… Amerika, çok ayrıntılı planlar yapar… Bölgenin ve Irak’ın en az ikiyüz yıllık planlaması mutlaka yapılmış, her alternatif de düşünülmüştür… Amerika’nın başarısız olduğunu düşünmek basit bir saflık olur.
Irak’ta bazı olaylardaki gidişatın, Amerika’nın istediği gibi gitmemesi normaldir. Türkiye, İran, Suriye ve diğer bölge ülkeleri Irak’ta nal toplamıyorlar. Elbette her ülke, gelişen olayları, kendi milli hedefleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışmaktadır. Kısmen de olaylar yönlendirilebiliyor. Amerika, kıtalar aşıp, bir bölgeyi işgal etmiştir. Bölgenin hemen yanı başındaki ülkelerin de, bazı olaylarda etkili olmaları normaldir. Ama kazançlı olan Amerika’dır.
Zaten bazı olayların Amerika’nın istediği gibi gitmemesi nedeniyle Saddam hemen idam edildi. Şiileri İran’ın kontrol ettiğini düşünüp, Şii-Sünni çatışmasını özellikle körüklemek için düğmeye bastılar. Saddam’ı, hakkında bir sürü dava varken, sadece Şiilerin öldürüldüğü “Duceyl” davası yüzünden, ölüme mahkum ettiler. Cellatları Şiilerden seçip, sevinç gösterisi yapan Şiileri dünya TV’lerinde gösterip, Şiilerin Saddam’ı öldürdüğünü ilan ettiler. Daha önce Kürt olan mahkeme başkanını, Şii kökenli biri ile değiştiler. Kürt devlet başkanı Talabani’nin idam kararını onaylaması gerekirken, Şii başbakana idam kararını onaylattılar. Ardından Talabani idama karşı olduğunu açıkladı. Amerika, Kürt liderleri özellikle bu olaydan uzak tutup, Şiileri ön plana çıkardı..
Gergin olan Şii-Sünni ilişkileri bundan sonra düzelmez. Birde cami baskınları ile, her iki mezhebin düşmanlığı iyice körüklenmiştir. Bu düşmanlık önümüzdeki günlerde değişik argümanlar kullanılarak desteklenecek, Irak’tan bölgeye doğru Şii ve Sünni devletlerin kamplaşması sağlanacak, nükleer bomba yapma aşamasında olan İran’ın, radikal Şii düşünceleri ihraç eden terörist bir devlet olduğu anlatılacaktır.. Kısaca, İran izole edilecektir.
Amerika bölgeyi çok iyi tahlil etmiştir. Türkiye, Suriye, Lübnan, Yemen, Irak, Azerbaycan gibi ülkelerde Şii-Sünni sürtüşmesi mutlaka, vardır. Yani bölgenin yumuşak karnı mezhep sürtüşmesidir. Yeni Amerikan stratejisi, mezhep sürtüşmelerini çatışmaya döndürmektir.
Amerika, adım adım hedefine doğru yol almaktadır. Hedefteki küçük sapmalar her zaman olabilecek şeylerdir. Önümüzdeki günlerde Irak dışındaki ülkelerde de camilerin bombalandığını görmek, pek şaşırtıcı olmayacaktır. Bütün bunları yaparken, Kuzey Irak’taki Kürt Devleti’nin kurumsallaşması için gereken zaman kazanılmış olacaktır.
İster sevinelim, ister üzülelim, Amerika artık, Barzani aracılığıyla yeni komşumuz olmuştur. Yapılacak tüm planlar buna göre yapılmalıdır. Saddam’ın şimdiye kadar yaptığı görev, Talabani ile Barzani’ye verilmiştir. Örnek mi istiyorsunuz? Kerkük’e bakmanız yeterlidir… Mezarlıklar dozerle yıkıldı, tapu ve nüfus dairesi yakıldı. Kerkük’ten Türk izini silmek için Barzani’nin müthiş bir çabası var! Hâlâ Barzani’nin niyetini anlamayan var mı?..
Metin Yıldırım
Sosyal Bilimci/Yazar
16.01.2007